yabancılaştırma

Yabancılaşma nedir:

Yabancılaşmanın birkaç anlamı vardır, varlıkların atanması, bir şeyin mülkiyetinin devri veya zihinsel bir bozukluk olabilir .

Yabancılaşma, bireylerin kendi başlarına düşünme veya hareket etme becerilerinin azalmasıdır .

Yabancılaşan bireyler, başkalarının görüşlerini duymakla ilgilenmezler ve yalnızca kendilerini ilgilendiren şeyleri önemserler, bu yüzden yabancılaşmış insanlardır.

Yabancılaşmış bir kişi aklını yitirmiş biri de olabilir, yani delirir.

Psikolojide yabancılaşma terimi, baskılanmış bilinç içeriğinin yanı sıra, gerçeklik duygusunun ve gerçeklik bilincinin büyük ölçüde azaldığı duyarsızlaşma durumlarını da belirtir.

Varlıkların yabancılaşması, bir mülkün veya mülkün elden çıkarılmasının yani mülkiyeti bir başkasına devretmenin eylemi veya etkisidir.

Malların imha edilme anlamı hakkında daha fazla bilgi edinin.

Güvene Yabancılaşma

İnanılmaz yabancılaşma, gerçek garanti hakkı kapsamında olan mülkiyet hakkının bir parçasıdır.

Gerçek yasa uyarınca yabancılaşma, bir iyiliğin veya bir şeyin bir üçüncü tarafa devredilmesi anlamına geliyordu.

Mutlak yabancılaşma, bir alıcı bir krediyi iyi satın aldığında gerçekleşir ve alacaklı, malın kendisini teminat olarak alır, böylece alıcının malları üçüncü taraflarla pazarlık etmesinin engellenmesi sağlanır.

Ebeveyn Yabancılaşma

Ebeveyn yabancılaşması , bir çocuğun ebeveyni diğer eşe olan nefretini reddetmesine, reddetmesine veya hissetmesine neden olduğunda meydana gelir.

Bu terim ilk olarak 1985 yılında Ebeveyn Yabancılaşma Sendromu (SAP) kavramını belirleyen Richard Gardner tarafından kullanılmıştır.

Bu durumda, ebeveynlerden biri çocuğun diğer ebeveynle olan duygusal bağlarını kırması, diğerlerine karşı güçlü endişe ve korku duyguları yaratması konusunda "eğitimden" sorumludur.

Ebeveynlerin yabancılaşması, çocuğun psikolojik oluşumuna müdahale olarak kabul edilen bir “beyin yıkama” olarak görülür.

Ebeveynlerin yabancılaşması ile ilgili tüm hükümler 26 Ağustos 2010 tarihli ve 12, 318 sayılı Kanunda belirtilmiştir.

Ebeveyn Yabancılaşmasının anlamı hakkında daha fazla bilgi edinin.

Felsefede Yabancılaşma

On sekizinci yüzyılın hukuk felsefesi yabancılaşmayı, bazı bireysel özgürlüklerin devlet lehine kayıtsızlaştırılması olarak ele aldı.

Kesinlikle felsefi anlamda yabancılaşma, bir şeyin ya da birisinin kendisine yabancı (yabancı, uzak, bilinmeyen, yabancı) olduğu ya da yabancı olduğu süreç ya da durum olarak anlaşılır.

Sosyal Yabancılaşma

Sosyal yabancılaşma, insanın zihinsel bir hali ile ilgilidir.

Bu akılda, toplumun ve siyasetin yaratıcısı olduğunu anlamıyor ve her şeyi soru sormadan kabul ediyor.

Sosyal yabancılaşma, insanın bağımsız düşüncesini güçsüzleştirir ve her şeyi doğal, rasyonel veya ilahi bir şey olarak kabul etmeye gelir.

Bu tür bir yabancılaşma, örneğin eleştirel düşüncenin zıttı olarak kabul edilir.